Prof. Dr. Sadık Bilgiç

TEDAVİLERİMİZ

Aort Anevrizması Tedavisi

Kan damarları, kalpten diğer doku ve organlara kan yoluyla besin ve oksijen taşıyan hayati yapılardır. En büyük atardamar olan aort, kalpten çıkarak göğüs ve karın bölgelerine dallanır. Aort anevrizması, bu damar üzerinde balon benzeri genişlemelerin oluşmasıyla meydana gelir ve ciddi sağlık riskleri doğurabilir. Erken teşhis edilmediğinde büyüyerek patlama riski taşır ve yaşamı tehdit edici sonuçlar doğurabilir.

Aort-Anevrizması
Aort-Anevrizması


Aort Nedir ve Anevrizma Ne Demektir?

Aort, kalbin sol karıncığından çıkarak vücuda kan ve oksijen taşıyan yaklaşık 1,5-2 cm çapında en büyük arterdir. Arterlerde ve venlerde görülen anormal genişlemelere anevrizma denir. Damar duvarındaki zayıflık sonucu oluşan bu genişlemeler, zamanla büyüyerek damar yırtılmasına veya patlamasına neden olabilir.

Aort anevrizması veya aort balonlaşması, damar duvarındaki zayıflama ve genişleme ile karakterizedir. Bu durum, damarların yapısında elastikiyet kaybına yol açar.

Aort Anevrizmasının Türleri

Aort anevrizmaları, konumlarına göre iki ana gruba ayrılır:

1. Abdominal Aort Anevrizması

En sık görülen türdür. Aortun karın bölgesinde, diyaframın altında oluşur. Bu bölgede genişleyen damar, karın ve alt ekstremitelere kan taşır.

2. Torasik Aort Anevrizması

Göğüs bölgesinde, diyaframın üzerinde oluşur. Bu anevrizma türü genellikle belirti vermeyebilir; ancak büyüdükçe göğüs ve sırtta ağrı, ses kısıklığı veya yutkunma güçlüğü gibi semptomlara neden olabilir.

Her iki tür de damar duvarındaki zayıflama ve genişleme sonucu gelişir ve damar katmanlarından sızıntı veya patlama riski taşır.

Aort Anevrizmasının Belirtileri

Anevrizmanın belirtileri, büyüklüğü ve konumuna göre değişiklik gösterir. Çoğu zaman belirti vermeden gelişebilir. Ancak, büyüdükçe şu belirtiler ortaya çıkabilir: baş ağrısı, baş dönmesi, göğüs, karın ve sırt ağrıları, yutkunma güçlüğü, ses kısıklığı, kalp çarpıntısı, mide bulantısı, kusma, karında zonklayıcı nabız veya kitle hissi, nefes darlığı, yüksek perdeli solunum sesi, alt ekstremitelerde mavimsi cilt tonu ve bilinç bulanıklığı gibi şikayetler görülebilir.

Ayrıca damarların baskı yaptığı bölgelerde yüz, boyun ve kollarda şişlikler, akciğerlere baskı yapmasıyla solunum güçlüğü de oluşabilir.

Aort-Anevrizması
Aort-Anevrizması


Aort Anevrizmasının Risk Faktörleri ve Sebepleri

Anevrizma oluşumunun kesin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, çeşitli risk faktörleri ve sebepler önemli rol oynar. Bunlar arasında ateroskleroz (damar sertliği), damar enfeksiyonları ve iltihaplanmaları, aort yaralanmaları ve kalıtsal hastalıklar (Marfan sendromu, Ehlers-Danlos sendromu) sayılabilir.

Ayrıca, sigara kullanımı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, ailesel öykü, yaşlanma ve sigara ile madde bağımlılığı gibi faktörler de risk oluşturur. Obezite, travma ve damar iltihabı (vaskülit), adrenal bez tümörü (feokromositoma), koroner kalp hastalığı ve periferik damar hastalıkları da damar sağlığını olumsuz etkileyerek anevrizma riskini artırır.

Aort Anevrizması Tanı Yöntemleri

Genellikle belirti vermeden geliştiği için rutin kontroller ve taramalar sırasında tespit edilir. Fizik muayene sırasında karın ve göğüs bölgesinde kitle veya anormal nabızlar hissedilebilir. Tanı koymada ultrason, abdominal anevrizmaların varlığını ve boyutunu belirlemede oldukça faydalıdır. Ekokardiyografi, torasik aortun değerlendirilmesinde kullanılır.

Daha detaylı ve kesin tanı için bilgisayarlı tomografi (BT) ve MRI gibi görüntüleme yöntemleri tercih edilir. Bu tetkikler, damarların şekli, konumu ve büyüklüğü hakkında detaylı bilgi verir ve tedavi planlamasında önemli rol oynar.

Aort Anevrizması Tedavi Yöntemleri

Tedavi, anevrizmanın büyüklüğü, konumu ve patlama riski gibi faktörlere göre belirlenir. Küçük boyuttaki anevrizmalar, yaşam tarzı değişiklikleri ve medikal tedavi ile kontrol altına alınabilir. Sigara bırakmak, sağlıklı beslenmek, stres yönetimi ve düzenli egzersiz yapmak, anevrizmanın büyümesini engellemeye ve riskleri azaltmaya yardımcıdır. Ayrıca, kan basıncı ve kolesterolü kontrol altına almak amacıyla statinler, antihipertansifler ve beta blokerler gibi ilaçlar kullanılabilir.

Daha büyük ve patlama riski yüksek olan anevrizmalar ise cerrahi müdahale ile tedavi edilmelidir. Cerrahi tedavi yöntemleri arasında, açık cerrahi ve endovasküler cerrahi bulunur. Açık cerrahi, damar üzerinde kesi yapılarak anevrizmanın çıkarılması ve yerine yapay damar grefti yerleştirilmesini içerir. Endovasküler cerrahi ise, minimal invaziv olup, kateter ve stent greft kullanılarak damar içine yerleştirilir. Bu yöntemler sayesinde iyileşme süresi kısalır ve komplikasyon riski azalır.

Erken teşhis ve uygun tedavi ile aort anevrizması, ciddi komplikasyonların önüne geçebilir. Risk faktörlerine dikkat etmek, düzenli kontroller yapmak ve sağlıklı yaşam tarzını benimsemek, bu hayati damar hastalığının önlenmesinde temel adımlardır.